Avrupa’da ve Türkiye’de Gıda Güvenliği

AB’nin en yüksek gıda güvenliği standartlarına sahip olduğunu temin etmek, Komisyon politikaları içinde kilit önceliktedir.

09 Mayıs 2021 14 Dakika Okuma Süresi
Avrupa’da ve Türkiye’de Gıda Güvenliği

Avrupa Komisyonu, etkili bir iç pazar sağlarken, uyumlu çiftlikten sofraya önlemler ve yeterli izleme yoluyla AB içerisinde yüksek düzeyde gıda güvenliği ve hayvan ve bitki sağlığı sağlamayı amaçlamaktadır.

AB’nin en yüksek gıda güvenliği standartlarına sahip olduğunu temin etmek, Komisyon politikaları içinde kilit önceliktedir.

Her Avrupa vatandaşı, yediği yemeğin nasıl üretildiğini, işlendiğini, paketlendiğini, etiketlendiğini ve satıldığını bilme hakkına sahiptir. Avrupa Komisyonu’nun Gıda Güvenliği politikasının temel amacı, Avrupa’nın en büyük imalat ve istihdam sektörü olan gıda endüstrisinde insan sağlığının yüksek düzeyde korunmasını sağlamaktır.

Komisyonun yol gösterici ilkesi -öncelikle Gıda Güvenliğine İlişkin Beyaz Kitap’ta belirtilen- gıda zincirinin tüm sektörlerini kapsayan tarladan çatala entegre bir yaklaşım uygulamaktır.

Gıda Güvenliğine İlişkin Beyaz Kitap

12 Ocak 2000’de Avrupa Komisyonu, gıda güvenliği ile ilgili 84 maddelik bir eylem planı belirleyen ve AB’nin bir Avrupa Gıda Otoritesi kurmasını öneren Gıda Güvenliğine İlişkin Beyaz Kitap’ı kabul etmiştir. Gıda Güvenliğine İlişkin Beyaz Kitap’ın temelini 1997 yılında kabul edilen Avrupa Birliği’nde Gıda Hukukunun Genel İlkelerine İlişkin Yeşil Kitap ile Tüketici Sağlığı ve Gıda Güvenliği İletişim Komisyonu’nda alınan kararlar oluşturmaktadır.

Beyaz Kitap, beş ana başlıktan oluşmaktadır:

Avrupa Gıda Otoritesi (EFA)

Kitapta bağımsız, şeffaf ve bilimsel olarak mükemmel bir Avrupa Gıda Otoritesi’nin (EFA) kurulmasına karar verilmiştir:

  • Risk seviyelerinin belirlenmesi
  • Bilgi toplama ve analiz etme
  • Tüketiciler, bilim insanları ve ulusal ajanslarla iletişim kurma
  • Gıda Maddeleri için Hızlı Uyarı Sisteminin işletilmesi

Gıda Mevzuatı

Çiftlikten sofraya yasal çerçevesinde önerilen 84 maddeden oluşan mevzuatın bu başlıkları kapsaması kararlaştırılmıştır: Hayvan yemi, hayvan sağlığı ve refahı, hijyen, kirletici madde ve atıklar, yeni gıdalar, katkı maddeleri, tat vericiler, paketleme ve ışınlama.

Tüm gıda zinciri boyunca ürünleri takip edebilmek mevzuatın kilit konusudur. Mevzuat ayrıca hayvansal yem üretimi de dahil olmak üzere tüm gıda zincirini kapsayacak şekilde tüketici sağlığının yüksek düzeyde korunacağını belirtmekte ve güvenli gıda üretiminde birincil sorumluluğun endüstride, üreticilerde ve tedarikçilerde olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Mevzuat kapsamında hem ulusal hem de Avrupa düzeyine uygun resmi kontroller oluşturulması kararlaştırılmıştır.

Gıda Güvenliği Kontrolleri

Avrupa Komisyonu’nun üye devletleri arasında mevzuatın uygulanma ve yürürlüğe koyma biçiminde geniş farklılıklar olacağı fark edilmiş, AB genelinde tüketicilerin aynı seviyede korunduğundan emin olunamayacağı ve ulusal otoritenin alacağı önlemlerin etkinliğinin değerlendirilmesinin zorlaşacağı belirlenmiştir. Bu kapsamda üye devletlerin iş birliği içerisinde mevcut en iyi uygulamalar ile mutabık kalınan kriterleri baz alan ulusal kontrol sistemi geliştirilmesine ve işletilmesine karar verilmiştir.

Tüketici Bilgisi

Tüketiciler ortaya çıkan gıda güvenliği ile ilgili endişeler ve belirli gıdalardan kaynaklanan belirli gruplara yönelik riskler hakkında daha iyi bilgilendirilmesine karar verilmiştir.

Uluslararası Boyut

Dünyanın en büyük gıda ürünleri ithalatçısı/ihracatçısı olarak, AB’nin gıda güvenliğini geliştirme çabalarının etkin bir şekilde sunulmasına ve diğer ülkelere açıklanmasına karar verilmiştir.

Genel Gıda Kanunu

2002 yılında Avrupa Parlamentosu, gıda hukukunun genel ilke ve gerekliliklerini belirleyen 178/2002 (EC) Sayılı Yönetmeliği (Genel Gıda Kanunu)‘ni kabul etmiştir.

Genel Gıda Kanunu ile Avrupa Komisyonu, temel olarak Gıda Güvenliğine İlişkin Beyaz Kitap’ta yer alan “çiftlikten sofraya” gıda güvenliğine entegre bir yaklaşım benimsemiştir. Kanun; yem üretimi, birincil üretim, gıda işleme, depolama, nakliye ve perakende satış gibi gıda zincirinin tüm sektörlerini kapsamaktadır.

Kanun kabul edilmesi ile birlikte Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) adlı bağımsız, şeffaf ve bilimsel bir ajans ile acil durum ve krizlerin yönetilebilmesi için Yiyecek ve Yem İçin Hızlı Uyarı Sistemi (RASFF) kurulmuştur.

Genel Gıda Kanunu, iç pazarın etkin işleyişini sağlarken, insan yaşamının ve tüketicilerin gıdaya ilişkin çıkarlarının üst düzeyde korunmasını sağlamaktadır.

Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA)

Kurum, Topluluğun mevzuatına bilimsel tavsiyeler, bilimsel ve teknik destek ve gıda ve yem güvenliği konularında doğrudan veya dolaylı etki ve sonuçları olan bütün alanlarda politikalar üretmede yetkilidir. Bu alanlardaki konularla ilgili bağımsız bilgi ve risk konusunda iletişim EFSA tarafından sağlanmaktadır. Kurum, insan yaşamı ve sağlığının yüksek bir düzeyde korunmasına katkıda bulunur ve bu açıdan, iç pazarın işleyişi bağlamında hayvan sağlığı ve iyi yaşam koşulları, bitki sağlığı ve çevreyi dikkate alır, gıda ve yem güvenliği üzerinde doğrudan veya dolaylı etkileri olan risklerin niteliklerinin belirlenmesi ve izlenmesi için veri toplayıp analiz eder. Risk yönetim araçları ve gıda kontrol sistemlerinin uygulanması ise EFSA’nın değil, Avrupa Komisyonu ve üye ülkelerin sorumluluğu altındadır.

EFSA, üyeleri kamu yararı için hareket etmek zorunda olan bir Yönetim Kurulu tarafından yönetilmektedir ve günlük olarak çalışması İcra Direktörü ve Yönetim Kurulu’nun sorumluluğundadır.

Kurulun gıda zinciri ile ilgili geniş uzmanlık alanına sahip, herhangi bir hükümet, kuruluş veya sektör ile bağı olmayan 15 üyesi bulunmaktadır. Dört üye daha önce tüketici çıkarlarını ve gıda zincirindeki diğer kurumların çıkarlarını temsil eden kuruluşlarda görev yapmış kişilerden seçilmektedir. Kurulda ayrıca Avrupa Komisyonu da temsil edilmektedir.

EFSA’nın çalışmalarının çoğu, Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve AB Üye Devletleri’nin bilimsel tavsiye taleplerine cevap olarak gerçekleştirilir. Ayrıca, ortaya çıkan sorunlar ile yeni tehlikeleri incelemek, değerlendirme, yöntem ve yaklaşımları güncellemek için de bilimsel çalışmalar yürütmektedir.

Bilimsel tavsiyeler üyeleri açık bir seçim prosedürü ile atanan bilimsel heyetler ve bilimsel komite tarafından verilmektedir. EFSA personeli ayrıca biyolojik tehlikeler, kimyasal kirleticiler, gıda tüketimi ve ortaya çıkan riskler hakkındaki bilgi ve verileri izlemekte ve analiz etmektedir.

Yiyecek ve Yem İçin Hızlı Uyarı Sistemi (RASFF)

Sistem yiyecek ve yem kontrol yetkililerinin, yiyecek veya yemle ilgili olarak tespit edilen ciddi risklere cevap olarak alınan önlemler hakkında bilgi alışverişinde bulunması amacıyla oluşturulmuştur. Bu bilgi alışverişi, AB ülkelerinin gıda veya yem kaynaklı sağlık tehdidine cevap olarak daha hızlı ve koordineli bir şekilde davranmalarına yardımcı olmaktadır.

Sistemin yönetiminden Avrupa Komisyonu sorumludur. Komisyon RASFF bildirimlerinin iletilmesi ve kullanılmasını kolaylaştırmak için teknolojik altyapı sağlamaktadır. Komisyon ağ üyelerinden tüm bildirimleri alır ve ağın tüm üyeleri tarafından görüntülenebilir hale getirilmeden önce bunlar üzerinde şu kontrolleri yapar:

  • Bütünlük kontrolü
  • Yasal zorunlulukların tespiti
  • Bildirimin RASFF kapsamında olduğunun doğrulanması
  • Bildirim formundaki bilgilerin İngilizce’ye çevirisi
  • Bildirimin sınıflandırılması
  • Gerçekleştirilecek eylem için ağ üyelerinin işaretlenmesi
  • Aynı tehlike/menşe ülkesi ile ilgili benzer problemlerin tekrarının tespiti

Bildirime tabii bir ürün Avrupa Komisyonu üye devletlerinden birine ihraç edilmişse edilmişse veya üçüncü ülke menşeli bir ürün bildirime konu olmuşsa, komisyon RASFF üyesi olmayan söz konusu üçüncü ülkeyi de bilgilendirmektedir.

Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Direktörlüğü

Direktörlük, AB’nin gıda ve yem güvenliği, hayvan sağlığı, hayvan refahı, bitki sağlığı ve tıbbi cihazlar alanındaki mevzuatının uygun bir şekilde uygulanmasını ve uygulanmasını sağlamaya yönelik denetimler, teftişler ve denetim dışı faaliyetleri yürütmektedir.

Ulusal yetkililerin yasal yükümlülükleri yerine getirip getirmediğini kontrol etmek amacıyla denetim ve teftiş gerçekleştirmek için AB ülkesinden yaklaşık 170 profesyonelden oluşan bir ekibe sahiptir. Denetim, tesisler yerine kontrol sistemine odaklanır ve yazılı bir raporla sonuçlanır. Ulusal denetimleri öncelik sırasına koymak için risk ve ticaret faktörlerinin yanı sıra mevzuatın durumunu da dikkate alınır. Denetim ekibi, genellikle ulusal otoriteden bir uzmanın eşlik etmesinin haricinde iki denetçiden oluşur. Denetim ekibi, denetimden önce bilgi toplar (denetim planını göndermek suretiyle) ve sonrasında ulusal denetim otoritesini, bir dizi yerel otoriteyi, laboratuvarı ve bir sahayı ziyaret ederek denetim gerçekleştirir.

Denetim raporlarına göre yetkili makamlara düzeltici önlemlerin alınması konusunda yardımcı olmak için önerilerde bulunabilir. Alınan aksiyonlar idari olarak, takip denetimlerinde ya da yerinde denetimlerle takip edilmektedir. Eğer uygunsuzluklar yeterince ciddi ise Avrupa Komisyonu üye devletler ile görüşerek daha güçlü yaptırımlarda bulunabilir. Bunlar yasal işlem, kısıtlamalar ve hatta malların veya hayvanların hareketi üzerindeki yasakları içerir.

Direktörlük, denetim kalitesini maksimuma çıkartmak ve güncellemeleri aktarmak için başlatılan Güvenli Gıda İçin Daha İyi Eğitim (BTSF) programının da yürütücüsüdür.

AB üyesi olmayan ülkelerin et ve et ürünleri, balık ve kümes hayvanlarını AB’ye ihraç etme talepleri direktörlük tarafından değerlendirilmektedir. AB üyesi olmayan ülkeler onaylandıktan sonra ihracata yetkili kuruluşlar listelenir.

Tüketiciler, Sağlık, Tarım ve Gıda Yürütme Ajansı (CHAFEA)

Tüketiciler, Sağlık, Tarım ve Gıda Yürütme Ajansı (CHAFEA); Sağlık Programı, Tüketici Programı, Güvenli Gıda İçin Daha İyi Eğitim Akademisi ve Tarımsal Ürünlerin Geliştirilmesi Programı olmak üzere dört programın yürütülmesinden sorumludur. Güvenli Gıda İçin Daha İyi Eğitim Akademisi’nin yürütülmesinde Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Direktörlüğü ile eşgüdüm içerisinde çalışma gerçekleştirmektedir.

Akademi resmi denetim faaliyetlerinde bulunan tüm üye devletlerin yetkili makamları için gıda hukuku, yem kanunu, hayvan sağlığı ve hayvan refahı ve bitki sağlığı alanlarında AB yasalarına tüm yönleriyle güncel kalmalarını ve denetimlerin daha nitelikli bir şekilde yapılmasını sağlamak amacıyla kurulmuştur.

Gıda hukuku, yem kanunu, hayvan sağlığı, hayvan refahı, bitki sağlığı ve tüketicinin korunmasının maksimum seviyede sağlanması ve sürdürülmesi, AB üye devletlerindeki resmi kontrolleri iyileştirmek ve uyumluluğu sağlamak, AB pazarındaki AB dışı ülkelerden ithal edilen gıdaların güvenliğini sağlamak ve AB vatandaşları için risklerin azaltılmasını sağlamak akademinin ana görevlerindendir.

Türkiye’de Gıda Güvenliği

Türkiye’de gıda güvenliği ile ilgili ilk mevzuatı, 1930 yılında yayınlanan Belediye Yasasıdır. Gıda güvenliği konusundaki gelişmeleri tetikleyen unsur ise Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları olmuştur. Bu sürecin başlangıç noktası 1995 yılında yayımlanarak yürürlüğe giren 560 Sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname olarak kabul edilebilir. Söz konusu kararname gıda kontrol sisteminde kurumsal sorumlulukları Sağlık Bakanlığı ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı arasında paylaştırarak daha dağınık bir yapısı olan sistemde önemli bir değişiklik yaratmış ve gıda güvenliği risk yönetiminde kullanılan HACCP kavramını resmi metinlere yerleştirmiştir. 2004 yılında çıkarılan 5179 Sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun ile gıda güvenliği alanındaki tüm sorumluluk Sağlık Bakanlığı’ndan ve belediyelerden alınarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na bırakılmıştır. Günümüzdeki temel mevzuat ise AB müktesebatına uyum kapsamında 2010 yılında yayınlanan 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’dur. Bu kanun ile 30 beygir gücü ve 10 çalışanın altındaki işyerleri mikro işletme olarak tanımlanmış ve teknik eleman çalıştırma zorunluluğundan muaf kılınmıştır. Aynı kanunun EK-2 kısmında meslek gruplarına göre teknik elemanların çalışabileceği işletme türleri de belirlenmiştir. 5179 Sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun yürürlükte iken 30 beygir gücü ve 10 çalışanın altındaki işyerlerinde görev yapan teknik elemanlar her gün bir işletmede olmak üzere 5 farklı işletmede görev yapabilmekte ya da diplomalarını kiralayabilmekteydi. Bu durum başta gıda güvenliği olmak üzere birçok mesleki probleme de yol açmaktaydı.

Gıda güvenliğindeki sorunlar, mevcut gıda güvenliği mevzuatının etkin olarak uygulanmaması, üretim işletmeleri ve işleme tesislerinin yetersiz fiziksel altyapısı ve gıda güvenliği yönetim sistemini kurmanın yüksek maliyeti, üretim teknolojisi yetersizliği, kamu kurumları arasındaki yetersiz koordinasyon ve uyum kapasitesi, nicel ve nitel olarak personel kapasitesinin yeterli olmaması, bilgi teknolojisi yetersizliği, üretici ve tüketicilerin bilinçsizliği gıda güvenliği uygulamalarındaki önemli zayıflıklar olarak tespit edilmiştir. Uygun teknoloji ve yeterli hijyene sahip olmayan işletmelerin takibi ile merdiven altı işletmelerin takibi ve denetimi de gerçekleştirilememektedir.

T.C. Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu

2018 yılında 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile T.C. Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Politika Kurulları oluşturulmuştur. Bu kurullar arasında Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu da yer almaktadır.

Kurulun görevleri arasında gıda sağlığı ve güvenliği konusunda araştırmalar yapma, risk analizi yaparak gıda sağlığının korunması için politika önerileri geliştirme, sağlık ve gıdayla ilgili olarak üretim ve tüketim alışkanlıklarını iyileştirmek için araştırmalar yapmak yer almaktadır.

Politika kurulları görev alanlarına giren konularda kamu kurum ve kuruluşlarına görüş vermek ve görev alanlarına giren konularda bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar, sivil toplum ve sektör temsilcileri, alanında uzman kişiler ve ilgili diğer ilgililerin görüşünü alarak uygulanan politikaları ve gelişmeleri izlemek, yapılan çalışmalarla ilgili Cumhurbaşkanına rapor sunmak ile görevlidir.

T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı

Bakanlık, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarım ve orman işlerinden sorumlu yetkili otoritesidir. Güvenilir gıda politikaları oluşturulması amacıyla çalışmalar yapmak ve denetlemek; gıda üretim, işleme ve pazarlama ile ilgili süreçlerin her aşamasında izlenebilirlik esaslarını belirlemek; gıda üreten işyerlerinin niteliklerini ve bunlara ilişkin izin ve kayıt esaslarını belirlemek, işlemlerini yapmak, üretim ve satış yerlerinin kontrol ve denetimlerini yapmak veya yaptırmak; gıda ürünlerinin giriş ve çıkış gümrük kapılarını ilgili kurumların görüşlerini alarak tespit ve ilan etmek, veteriner sınır kontrol noktalarını ve çalışma esaslarını belirlemek bakanlığın görevleri arasındadır.

Ülkemizde gıda güvenilirliğinin sağlanması ve tüketicilerin aldatılmasının önlenmesi için işletmelere yönelik resmi kontroller, risk esasına göre, ön bildirim gereken hâller dışında önceden haber verilmeksizin yıllık program çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Şüphe, şikâyet ve ihbar TİMER, CİMER ve Alo 174 Gıda Hattı üzerinden gerçekleştirilebilmekte, şikâyet edilen ürün ve firmalara yönelik olarak denetimler gerçekleştirilmektedir. Resmi kontrollerin sıklığı İşletmelerin Riske Dayalı Denetim Sıklığının Belirlemesi Prosedürü çerçevesinde belirlenmekte ve herhangi bir risk durumunda bu sıklık artmaktadır.

Ülkemizde kayıt ve onay kapsamında 75.433 üretim, 321.246 satış, 277.246 toplu tüketim yeri bulunmaktadır. Buna karşılık bakanlık kadrosunda 15471 ziraat mühendisi, 8159 veteriner hekim ve 2252 gıda mühendisi görev yapmakta. Denetim faaliyetlerinde görev alan gıda denetçisi sayısı ise 6895’dir.

Türk Standartları Enstitüsü (TSE)

Gıda denetiminde doğrudan görev almamakla birlikte, gıda kalite ve standartlarını belirlemede ve belgelendirmede yetkili kuruluş Türk Standartları Enstitüsü’dür. TSE’nin görevleri, standartlarla ilgili araştırma maksadıyla ve ihtiyari standartların tatbikatında kontrol için laboratuvarlar kurma, muayene, analiz ve deneyleri, resmi veya hususi sektörün talep edeceği teknik çalışmaları gerçekleştirme ve raporlama yapmaktır.

T.C. Ticaret Bakanlığı

Bakanlık, teknik düzenlemeleri ilgili kamu kurumlarına bağlı olmak üzere ülkeye ithal edilecek veya ülkeden ihraç edilecek tüm ürünlere yönelik düzenlemeler yapmaktadır. Bu kapsamda gıda ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin ithalat aşamasındaki gıda güvenliği ve kalitesine yönelik kontrolleri yürütmek üzere T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ithalat gerçekleştirilmeden önce kontrol belgesi T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından onaylanmaktadır. Gıda ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin gıda kalitesi ve güvenliğine yönelik kontroller yine T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmektedir.

Avrupa Komisyonu 2019 Yılı Türkiye İlerleme Raporu

2019 yılı raporu Mayıs ayında yayımlanmıştır. Avrupa Birliği Müktesebatına Uyum Çalışmaları altında 12. fasıl gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı politikalarını içermektedir.

Raporda ülkemizin, gıda güvenliği konusunda sınırlı ilerleme kaydettiği ve veterinerlik politikasında ise henüz Avrupa Birliği ile uyumlu hale gelemediği vurgulanmakta ve sığırların elektronik kimliklendirilmesine 2018 yılında başlandığı fakat kara, deniz, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki sınır kontrol noktalarının tam anlamıyla çalışmadığı, tarımsal gıda tesislerinin iyileştirilmesi için ulusal planın geliştirilmesi konusunda ilerleme olmadığı, gıda işletmelerinin kayıt ve onay işlemlerinde yeni kuralların uygulanması için önemli çalışmalara ihtiyaç duyulduğu, yem konusunda ilerlemenin sınırlı kaldığı, bitki sağlığı politikasında ilerleme sağlanamadığı, yeni yiyecekler ve GDO konusunda uyumun henüz tamamlanamadığı, gıda güvenliği kurallarına uyumun etiketleme, katkı maddeleri ve saflık kriterleri, tatlandırıcılar, gıda takviyeleri ve enzimler gibi konularda ilerlediği belirtilmektedir.

Avrupa Komisyonu önümüzdeki yıl ülkemizden ulusal bir program ve bir izleme planı içerecek şekilde gıda işletmelerinin AB standartlarına uygun şekilde geliştirilmesi ve zoonoz hastalıklar konusunda ilerleme beklendiğini belirtmiştir.

KAYNAKÇA

Bunlar İlginizi Çekebilir

AGPAM’ın sizin için önerdiği çalışmaları okuyun.

Ne Kadar Fonksiyonel?

Fonksiyonel gıda, fonksiyonel etken içeren doğal gıda olabileceği gibi fonksiyonel etkeni sonradan eklenen veya bir bileşiği çıkartılan gıdalar da...

09 Mayıs 2021 6 Dakika Okuma Süresi
Gıda Krizi Nasıl Atlatılır?

Türkiye gıda krizinin etkisini dünya ortalamasından daha çok hissedecek. Ama Türkiye'yi gıda krizine karşı dayanıklı hale getirebiliriz.

02 Ekim 2022 3 Dakika Okuma Süresi
Bültene abone olun!

Yazılarımız otomatik olarak mail kutunuza düşsün.
Spam göndermiyoruz!