Köy Enstitüleri geri dönüyor. Kurulacak Yörekent Enstitüleri gıda politikalarını, gıda güvenliğini ve gıda üretimini oldukça ileriye taşıyacak.
Köy Enstitüleri'nin modern ve daha güçlü hali olan Yörekent Enstitüleri’nin kuruluşundan bugüne 5 yılı geride bıraktık. Gıda politikaları, gıda güvenliği ve gıda üretiminde dünyaya örnek ülke olabilmek için kurulan Yörekent Enstitüleri'nden haziran ayında 310 öğrenci mezun olacak. Öğrenciler yapacakları tercihe göre ya Ulusal Gıda Akademisi'nde üniversite eğitimine devam edecek ya gıda sektöründe çalışmaya başlayacak ya da aile mesleği çiftçilik ya da besiciliği yükselterek bayrağı diğer kuşaklara aktaracak. Eğitimini dereceyle tamamlayan 90 öğrenci Zübeyde Hanım Gıda, Tarım ve Hayvancılık Üniversitesi’ne direkt olarak yerleştirilecek.
6 yıl önce çıkarılan kanun ile her bölgenin birer ilinde GıdaPark alanlarının kurulması kararlaştırıldı. Bilecik, Denizli, Diyarbakır, Çorum, Artvin ve Mersin’de yer alan GıdaPark alanlarının içerisine modern yurtları, uygulama alanları, laboratuvarları, kütüphaneleri, revirleri ve teknik altyapısı ile Yörekent Enstitüleri inşa edildi. Ankara’da kurulan Zübeyde Hanım Gıda, Tarım ve Hayvancılık Üniversitesi ile beraber 7 bölgede gıda alanında özel eğitime geçildi, gıda mühendisliği eğitimi veren üniversite sayısı da 64’ten 20’ye indirildi ve ikinci öğretimler kapatıldı.
Mevcut üniversitelerde ilgili bölümlerde görev yapan akademisyenlerden isteyenler hakları korunarak Yörekent Enstitüleri'nde öğretmen olarak görevlendirildi. Yörekent Enstitüleri'ne öğrenci kabulü kamuya açık şeffaf bir mülakatla gerçekleştiriliyor. Ali Numan Kıraç Tarım ve Hayvancılık Teknik Eğitim Enstitüsü başvuran öğrencilerin ailelerinin çiftçilik ya da besicilik ile geçimini sağlayıp sağlamadığına, diğer enstitüler ise makine, yazılım, elektronik, lojistik ve gıda alanındaki yeteneklerine bakılıyor. Derslerin çoğunluğu uygulamalı alan derslerinden oluşuyor fakat bunların yanında öğrencilerin kültürel ve fiziksel gelişimlerinin desteklenmesini sağlayacak müzik, yüzme, bale, tiyatro, yurttaşlık, insan hakları, ekonomi gibi dersler de mevcut.
Öğrencilerin eğitimi son senelerinde sadece yerinde uygulama dersi olacak şekilde 5 yılda tamamlanıyor ve hiçbiri iş bulma endişesi taşımıyor. Çünkü hepsi dünyanın her yerinde eğitimini aldıkları mesleği geliştirebilecek, kendi fırsatlarını yaratabilecek, ayakları üzerinde durabilecek şekilde yetiştiriliyorlar. Yörekent Enstitüleri'nin genel uygulama prensipleri aynı fakat her birinin kendi içerisinde özelleşmiş prensipleri de var. Yörekent Enstitüleri'nin Köy Enstitüleri'nden farklılaştığı noktalardan birisi de burası. Altan Edige Gıda Makineleri Yörekent Enstitüsü otomotiv sanayisi ile Nezihe Önay Gıda Makineleri Elektronik Sistemler Yörekent Enstitüsü de başta ASELSAN, TÜBİTAK olmak üzere ve bilişim sektörü ile bilgi ve teknoloji aktarımı gerçekleştiriyor.
Yörekent Enstitüleri'nin yer aldığı iller iklime, arazi şartlarına, çevresini kalkındırabilecek ve geliştirebilecek stratejik niteliklere göre seçildi. Bu enstitülerin en üst noktasını ise Ulusal Gıda Akademisi oluşturuyor. Yörekent Enstitüleri'nin yönetimi Ulusal Gıda Akademisi'ne bağlı. Ulusal Gıda Akademisi'yse özel bütçeli, özel statülü ve otonomiye sahip bir üniversite olarak kuruldu. GıdaPark’ların yönetimi ve akademik danışmanlığı da yine Ulusal Gıda Akademisi'ne ait.
GıdaPark’ların bütçesi alan içerisinde yer alan girişim ve KOBİ’lerden alınan katılım payı ile oluşturuluyor. Bu alanda yer alan kamu-özel tüm kurumlar hem alanı hem de enstitüleri finanse ediyor ve geleceğe de yatırım yapıyorlar.
Gıda üretim, taşıma, paketleme, tarım ve hayvancılık ile ilgili makinelerinin tasarlanması, bakımı ve geliştirilmesi konularında teknik elemanlar yetiştiriliyor. 100 öğrencinin okuduğu enstitüde her yıl 25 öğrenci mezun oluyor.
Gıda ve tarım makinelerinin çalışmasını ve birbirleriyle iletişime geçmesini sağlayacak yazılımların kodlanması, geliştirilmesi konularında teknik elemanlar yetiştiriliyor. 100 öğrencinin okuduğu enstitüde her yıl 25 öğrenci mezun oluyor.
Gıda teknolojisi alanında teknik elemanlar yetiştiriliyor. 240 öğrencinin okuduğu enstitüde her yıl 60 öğrenci mezun oluyor.
Gıda güvenliği alanında teknik elemanlar yetiştiriliyor. 120 öğrencinin okuduğu enstitüde her yıl 30 öğrenci mezun oluyor.
Çağdaş, modern ve bilimsel ekim, bakım ve hasat yapan çiftçiler ile yine aynı şekilde hayvan yetiştiren ve temel ölçüde hayvan sağlığı ile ilgili prosedürleri bilen besiciler yetiştiriliyor. 400 öğrencinin okuduğu enstitüde her yıl 100 öğrenci mezun oluyor.
Gıda taşımacılığı yönetimi alanında teknik elemanlar yetiştiriliyor. 280 öğrencinin okuduğu enstitüde her yıl 70 öğrenci mezun oluyor.
Tabii ki de bu bir rüyadan ibaret. Gıda, tarım ve hayvancılık alanındaki eğitim bildiğiniz gibi devam ediyor. Çağın ötesinde ciddi yenilikler yapılmadıkça bu hayal gerçekleşmeyecek. Kimsenin de bu alandaki eğitimi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkaracak şekilde revize etmeye niyeti yok. Zaman zaman gıda emekçileri, mühendis adayları veya akademisyenler gıda sektöründeki binlerce probleme şahitlik edip yüksek sesle bunlara kısa vadeli çözümler önerseler de üzerine hayaller kurmadıktan sonra sağlıklı bir gelecek inşa edilmesi pek mümkün değil. Köy Enstitüleri kapandı. Yerine de Yörekent Enstitüleri gelmiyor. Şimdilik.
AGPAM’ın sizin için önerdiği çalışmaları okuyun.
Gıdaların muhafaza edilmesinin amacı, gıda israfının önüne geçebilmek ve gıdaya ulaşılabilirliğin azaldığı dönemlerde de bu temel ihtiyaçtan...
Yerel tohumların kullanılması, özgünlüğün korunması, yöre halkının kalkınmasını destekleyen Slow Food, “iyi, temiz ve adil” gıda ilkesi...
Organik gıda Tarım dışı girdilerin minimal kullanımına ve ekolojik uyumu geri kazandıran, koruyan ve geliştiren yönetim uygulamalarına...
AGPAM’ın çalışma alanlarını ve gerçekleştirdiği çalışmaları inceleyin.
